top of page

VİRAL ENFEKSİYONLARDAN NEDEN KURTULAMIYORUZ?

Solunum yolu enfeksiyonları genel olarak, sonbahar aylarında özellikle aralık ayının son iki haftası ve ocak ayının ilk iki haftasında daha çok gördüğümüz enfeksiyon hastalıklarındandır. Son dönemde bir çok viral enfeksiyon görülmekle birlikte başlıcaları; İnfluenza A ve B, Rhinovirus, RSV (Respiratuar Sinsityal Virus), Koronavirüs hastalığı (COVID-19)na neden olan SARS-CoV-2 virüsüdür.


Son dönem hastane başvurularında boğaz ağrısı, halsizlik, burun akıntısı, yüksek ateş, başağrısı, öksürük, şiddetli kas-eklem ağrıları gibi şikayetler ön plana çıkmaktadır. Hastaların büyük bölümü bu üst solunum yolu enfeksiyonlarını ayaktan tedavi ve evde istirahatle atlatmaktadır. Ancak altta yatan bir kronik kalp hastalığı, kronik akciğer hastalığı, diyabet, hipertansiyon, böbrek hastalığı ve kanser hastalarında bu viral enfeksiyonlar ağır seyredebilir, hatta ölümcül sonuçlara neden olabilir.


Maske kullanımının anlamlı ölçüde azalması, hem topluma bulaşı artırmakta hem de kişisel korunmamızın önüne geçmektedir. Özellikle kış aylarında kapalı ortamlarda daha çok vakit geçirilmesi bulaş oranını ciddi oranda artırmaktadır. Bu nedenle hasta kişilerin bulaşıcılığı önlemek amaçlı maske kullanmaları, sağlam kişilerin ise özellikle kapalı veya kalabalık ortamlarda bulaşmayı önlemek için maske kullanmaları gerekmektedir.


NEDEN BU DÖNEM ?


Toplumumuz son 2 yıldır COVID19 hastalığından korunmak amaçlı sıkı tedbirler (maske- mesafe-hijyen) aldı. Aslında bu tedbirler bizi sadece COVID19 dan değil diğer solunum yolu virüslerinden de korudu. Bu nedenle bağışıklık sistemimiz bu virüslerle 2 yıldır hiç karşılaşmadı ve tabiri caizse bu virüsleri unuttu ve bağışıklık sistemimiz savunmasız kaldı.


Son dönemde savunmasız olan bağışıklık sitemimiz bir çok virüsle karşılaştı özellikle çocuklar başta olmak üzere tüm bireyler sırayla bu viral enfeksiyonları geçirmektedir. Ancak bağışıklık sistemimizin savunmasız olması semptom ve şikayetlerin uzamasına neden olmaktadır, bu da bulaştırıcılığı artırmaktadır. Bununla birlikte sırayla geçirilen hastalıklar sebebiyle hastalıkların sıklığında da artışlar görülmektedir. Daha önce az rastlanılan iki virüsle birlikte enfekte bireylerin sayısında da artış görülmektedir.


COVID döneminde doğan bebekler bu etkenlerle hiç karşılaşmamıştı, üst üste karşılaşmaları bebeklerde ağır enfeksiyonlara, ciddi solunum yetmezliklerine neden olmaktadır. Bebeklere erişkinler bulaştırdığı için anne ve babaların dikkatli olmaları, korunma önlemlerini almaları bebeklerin hayatları için önem arz etmektedir.


Neden Sırayla Viral Enfeksiyon Geçiriyoruz?


Bir enfeksiyon hastalığı geçirildikten sonra bağışıklık sistemi zayıfladığı için yeni enfeksiyonlara açık hale gelmektedir. Ortamda birçok virüs bulunması nedeniyle de diğer virüslerin bulaşması kolaylaşmaktadır. Tek bir enfeksiyon ile karşı karşıya değiliz bu nedenle sırayla en sık görülen 4 farklı virüse bağlı enfeksiyon hastalığını geçiriyoruz. Bazen viral enfeksiyonlar sonrası üzerine bakteriyel enfeksiyonlar binmektedir; özellikle sinüzit, orta kulak iltihabı ve akciğer enfeksiyonlarına (pnömoni) yol açmaktadır. Eğer sekonder bakteriyel enfeksiyon dediğimiz bu tablo oluşursa hastalık süreci oldukça uzamaktadır.


İşte bu dönemde bağışıklık sistemimizi güçlendirmemiz ve korunmamız gerekmektedir. Bu nedenle kapalı ortamlarda mutlaka maske kullanmalı, maske- mesafe- hijyen kurallarına uymalıyız.


Bağışıklık Sistemimizi Nasıl Güçlü Tutabiliriz ?


  • Yeterli ve dengeli beslenmek

  • Her gün 2-2.5 lt su tüketmek

  • Düzenli egzersiz yapmak

  • Her gün en az 8 saat uyumak

  • Yaşam stresi minimuma düşürmek

  • C vitamini ve çinko içeren takviye edici gıda kullanmak


Yeterli ve dengeli beslenme :

  • Süt ve süt ürünleri, et-tavuk-balık-yumurta-baklagiller, tam tahıllı ekmek ve tahıllar, sebze ve meyve gruplarının yeterli ve dengeli miktarda alınması

  • A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin, bağışıklık sistemini güçlendirici (havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi) sebzelerin ve mandalina, portakal, elma gibi meyvelerin tüketilmesi

  • Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde ve vücut direncini arttırılmasında E vitamini etkilidir. Yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve fındık, ceviz gibi yağlı tohumlar E vitamini açısından zengin olup dengeli tüketilmesi

  • Basit karbonhidrat olan saf şeker ve şekerli besinler yerine tam buğday ekmek, makarna, bulgur gibi tam tahıl ürünlerinin tüketilmesine özen gösterilmesi, enerjisi yüksek hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyve tatlılarının tercih edilmesi

  • Bol sıvı alımı; vücut ısısını dengede tutmada, vücutta oluşan toksinlerin atılmasında, vücut fonksiyonlarının düzenli çalışmasında ve metabolizma dengesinin sağlanmasında son derece önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle, her gün 2-2.5 litre su içilmelidir. Bunun yanında sıvı alımının karşılanmasında ıhlamur, adaçayı, kuşburnu çayı, açık çay gibi içecekler tercih edilmelidir.



bottom of page