Malaria (sıtma), Plasmodium adlı parazitlerin neden olduğu ve dişi anofel sivrisinekleri tarafından bulaşan ateşli ve ölümcül bir enfeksiyon hastalığıdır. Dünya genelinde her yıl milyonlarca insanı etkileyen bu hastalık, özellikle Afrika, Asya ve Güney Amerika kıtasında yaygındır. Malaria hakkında bilinmesi gereken temel bilgileri aşağıda inceleyeceğiz.
Sıtma Nasıl Bulaşır:
Malaria, dişi anofel cinsi sivrisineklerin ısırması sonucu bulaşır. Parazitler, sivrisineğin ısırmasıyla insan vücuduna geçer ve karaciğerdeki hücrelere yerleşir. Daha sonra parazitler, kırmızı kan hücrelerine girerek çoğalmaya başlar ve eritrositleri patlatır. Eritrositlerin patlamasıyla birlikte hastalık belirtileri ortaya çıkar.
Nadiren, kan transfüzyonu, organ nakli ve kullanılmış şırıngalar gibi diğer yollarla da bulaşabilir.
İnkübasyon Dönemi
Malaria parazitinin insan vücuduna girdikten sonra hastalık belirtilerinin ortaya çıkması için geçen süreye inkübasyon dönemi denir. Bu dönem, Plasmodium türüne ve enfeksiyonun şiddetine bağlı olarak değişir. Genellikle, inkübasyon dönemi 7 ila 30 gün arasında değişir. Bazı durumlarda, bu süre bir yıla kadar uzayabilir.
Sıtma hastalığına neden olan 4 farklı Plasmodium türü bulunmaktadır:
Vivax, Ovale, Malariae ve Falciparum
Plasmodium vivax: Bu tür, dünya genelinde en yaygın ikinci sıtma parazitidir. P. vivax, daha ılıman bölgelerde ve Asya'da özellikle yaygındır. Hastalığın klinik seyri genellikle hafiftir ve ciddi komplikasyonlar nadirdir. İnkübasyon süresi yaklaşık 12-17 gün arasındadır. 48 saatte bir ateş görülür. P. vivax, karaciğerdeki hipnozoit adı verilen dormant (uykuda) hücreleri oluşturarak nükslere (tekrarlara) neden olabilir.
Plasmodium ovale: P. ovale, özellikle Batı Afrika'da bulunur. Bu tür, P. vivax'a benzer klinik belirtilere ve nükslere neden olabilir. İnkübasyon süresi 12-20 gün arasında değişir. 48 saatte bir ateş görülür. Ciddi komplikasyonlar nadir görülür.
Plasmodium malariae: P. malariae, dünya genelinde daha az yaygın olan bir sıtma parazitidir ve Afrika, Asya ve Latin Amerika'da bulunur. İnkübasyon süresi 18-40 gün arasındadır. 72 saatte bir ateş görülür. P. malariae, uzun süreli enfeksiyonlara neden olabilir, ancak hastalığın şiddeti genellikle hafiftir ve ciddi komplikasyonlar nadiren görülür.
Plasmodium falciparum: Bu tür, dünya genelinde en yaygın ve en ölümcül sıtma parazitidir. Özellikle Sahra Altı Afrika'da yaygındır. P. falciparum, daha kısa inkübasyon süresine sahip olup (7-30 gün), serebral sıtma, böbrek yetmezliği ve solunum yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Ateş süreleri daha fazladır, belirli aralıklar göstermeyebilir.
Klinik Seyir
Sıtma; kuluçka dönemi ortalama 7 gün olan akut başlangıçlı ateşli bir hastalıktır. Belirtiler sıtma-endemik bölgeye gidildikten en erken 7 gün sonra (genellikle 7-30 gün içinde) görülmektedir. Ancak sıtma-endemik bölgeden ayrıldıktan birkaç ay (nadiren bir yıla kadar) sonrasında da görülen vakalar bildirilmiştir. Bu nedenle, sinek ısırığını takip eden ilk bir hafta içindeki ateşli hastalık yüksek olasılıkla sıtma değildir.[
Sıtmanın özelliği semptomların nöbetler halinde gelmesidir. Nöbet başlamadan birkaç gün önce halsizlik, yorgunluk, kırgınlık, iştahsızlık, baş ağrısı, sırt ve bacak ağrıları olur.
Nöbet, şiddetli titremeyle yükselen ateşle başlar, terlemeyle sona erer. Fakat ateşsiz vakalar da olabilir. Bu nöbetlerde titreme çok şiddetlidir, nabız hızlanır, baş ağrısı, kollarda ve bacaklarda ağrılar oluşur. Erken tanı konulamayan ve bu nedenle tedavi edilmeyen vakalarda karaciğer ve dalakta büyüme, sarılık ve kansızlık görülmektedir.
Malaria'nın klinik seyri ve belirtileri, parazit türüne ve hastanın bağışıklık durumuna bağlı olarak değişir. Genel belirtiler aşağıdaki gibi özetlenmektedir:
Nöbetler halinde üşüme titreme ile gelen ateş ve sonrasında terleme
Baş ağrısı
Eklem ve kas ağrıları
Kusma ve ishal
Halsizlik ve yorgunluk
Hastalığın Tanısı
Malaria tanısı, klinik belirtiler ve laboratuvar testleri ile konulur. Başlıca tanı yöntemleri şunlardır:
Mikroskopi: En geleneksel ve yaygın olarak kullanılan tanı yöntemidir. Giemsa boyalı ince ve kalın kan yaymaları hazırlanır ve mikroskop altında incelenir. Bu yöntem, parazit türünün belirlenmesine ve parazit yoğunluğunun ölçülmesine olanak tanır.
Hızlı Tanı Testleri (RDT): RDT'ler, hastanın kan örneğinde Plasmodium antijenlerini tespit ederek sıtma tanısı koyar. Bu testler, özellikle mikroskopi kapasitesi olmayan yerlerde kullanışlıdır ve hızlı sonuçlar verir. RDT'lerin duyarlılığı ve özgüllüğü, kullanılan test kitine ve dolaşımdaki parazit yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Bu nedenle, negatif sonuçlar dikkatli bir şekilde değerlendirilmeli ve gerektiğinde mikroskopi ile doğrulanmalıdır.
Moleküler yöntemler: Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) gibi moleküler yöntemler, parazit DNA'sını tespit ederek sıtma tanısı koyar. Bu yöntemler, düşük parazit yoğunluğunda bile oldukça hassas ve özgüldür. Ancak, PCR ve benzeri yöntemler daha pahalı ve teknik olarak karmaşıktır, bu nedenle genellikle araştırma ve referans laboratuvarlarında kullanılır.
Seroloji: Serolojik testler, hastanın kanında sıtma parazitine karşı oluşan antikorları tespit eder. Seroloji, geçmiş veya mevcut enfeksiyonları belirlemek için kullanılabilir, ancak akut enfeksiyonların tanısında kullanılamaz, çünkü antikorlar enfeksiyonun başlamasından haftalar sonra ortaya çıkar.
Malaria tanısı, klinik belirtilere dayanarak konulmamalıdır, çünkü belirtiler başka hastalıklarla da örtüşebilir. Laboratuvar testleri, doğru tanı koymak ve uygun tedaviyi başlatmak için kritik öneme sahiptir. Ayrıca, sıtma tedavisi, parazit türüne ve hastanın durumuna göre değişebileceği için parazit türünün doğru bir şekilde belirlenmesi önemlidir.
Tedavi
Malaria tedavisi, enfeksiyonun türüne, hastanın yaşına, gebelik durumuna ve hastalığın şiddetine bağlı olarak değişir. Genellikle, klorokin, atovakon-proguanil, meflokin ve artemisinin bazlı bileşikler gibi antimalaryal ilaçlar kullanılır. Erken teşhis ve doğru tedavi, hastalığın komplikasyonlarını önlemeye yardımcı olabilir.
Korunma
Malaria'dan korunmanın en etkili yolları şunlardır:
Sivrisineklerin ısırıklarından korunma: Uzun kollu giysiler, sivrisinek kovucu spreyler ve cibinlikler kullanarak sivrisinek ısırıklarından korunmak önemlidir.
Sivrisinek popülasyonunu kontrol etme: Su birikintilerini ve durgun suları ortadan kaldırmak, sivrisineklerin üreme alanlarını azaltmaya yardımcı olur.
İlaçlı sivrisinek ağları: Yatakta uyurken ilaçlı sivrisinek ağları kullanmak, sivrisineklerin ısırma riskini azaltır.
Kimyasal spreyler ve larvasitler: Sivrisineklerin yaşam alanlarına kimyasal spreyler ve larvasitler uygulamak, sivrisinek popülasyonunu azaltmaya yardımcı olur.
Profilaksi: Malaria riski yüksek bölgelere seyahat eden kişilerin antimalaryal ilaçlar alarak hastalığa karşı koruma sağlaması önemlidir. Bu ilaçlar, sayesinde malaria hastalığından korunabiliriz.
Sonuç
Malaria, dünya genelinde hala büyük bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Bu nedenle, hastalığın yayılmasını önlemek ve etkilerini azaltmak için etkili koruma önlemleri almak hayati öneme sahiptir. Malaria riski yüksek bölgelerde yaşayan veya seyahat eden kişilerin, sivrisineklerin ısırıklarından korunma yöntemlerine ek olarak antimalaryal ilaçlar gibi koruyucu tedbirler alması önemlidir. Ayrıca, erken teşhis ve uygun tedavi, hastalığın komplikasyonlarını ve ölüm riskini azaltmada önemli bir rol oynar.