Sifiliz, cinsel temas yoluyla bulaşan tedavi edilmediği taktirde kronik enfeksiyona neden olarak hayatı tehdit eden bir hastalıktır. Bir diğer adıyla Frengi, Treponema pallidum olarak bilinen bakterinin neden olduğu bir enfeksiyon hastalığıdır.
İnsanlar yüzlerce yıldır sifiliz hastalığına yakalanıyor ve tedavi oluyorlar. Tedavilere cevabın çok iyi olması nedeniyle sifiliz vakalarının azalması beklenirken günümüzde HIV enfeksiyonu vakalarının artmasıyla birlikte sifiliz vakalarında da anlamlı derecede artış görülmektedir.
Sifiliz, yıllarca hiçbir belirti göstermeden sinsice ilerleyebilir. Semptom vermeyen kişilerde tanı koymak zorlaşmaktadır. Hastalığın tedavi edilmemesi halinde ilerleyen dönemlerinde kalp, beyin gibi organlarda hasara neden olmaktadır. Bu nedenle erken tanı ve tedavi çok önem taşımaktadır.
Sifiliz ( Frengi ) Nedeni
1905 yılında Frengi hastalığına neden olan mikroorganizma Treponema pallidum olarak bulunmuştur.
Sifiliz ( Frengi ) Nasıl Bulaşır?
1. Frengiye sebep olan mikroorganizma cinsel sıvılardan bulaşmaktadır. Vajinal sıvı ve semende bulunması nedeniyle öncelikli olarak korunmasız cinsel ilişki ile bulaşmaktadır. Seks oyuncakları ile de bulaş gösterilmiştir.
2. Sifilize bağlı yaralara ŞANKR ismi verilmektedir. Bu yaralara doğrudan temas edilmesiyle de sifiliz bulaşmaktadır. Sifiliz bulaşan kişide yaralar, genellikle cinsel ilişki türüne göre temas edilen bölgelerde çıkmaktadır. Genellikle bu lezyonlar aşağıdaki bölgelerde görülmektedir.
ağız
penis
vajina
anüs
3. Kan nakli ile bulaşı gösterilmiştir ancak günümüzde tüm kan donörleri sifiliz için taranmaktadır. Bu nedenle günümüzde kan nakli ile bulaş çok nadir görülebilir. Ancak damar içi uyuşturucu bağımlılarında ortak enjektör kullanılması halinde bulaşabilmektedir.
4. Tedavi edilmemiş annelerden bebeklerine bulaş görülmektedir. Bebeğe bu bakteri gebelik döneminde veya doğum sırasında bulaşabilir. Bu konjenital sifiliz olarak adlandırılmaktadır.
Sifiliz ( Frengi ) Nasıl Bulaşmaz?
ortak tuvalet kullanımı
ortak banyo kullanımı
yüzme havuzları
başka birinin kıyafetlerini giymek
başka birinin mutfak eşyalarını kullanmakla bulaşmaz.
Bunun nedeni frengiye neden olan bakterilerin insan vücudunun dışında çok uzun süre yaşayamamasıdır.
Sifiliz ( Frengi ) Kimler Risk Altındadır? Kimlerde Görülür?
Frengi, korunmasız cinsel ilişkiye giren herkeste görülebilir. Bununla birlikte her yaşta hastalar enfekte olabilir. Ancak bazı faktörler enfeksiyon bulaşma ihtimalini artırabilir. Aşağıdaki kişilerin frengiye yakalanma riski daha yüksektir :
Birden fazla partnerle prezervatif gibi bariyer yöntemi olmadan seks yapan insanlar
Homoseksüel ve biseksüel erkekler (MSM)
HIV pozitif bireyler
HIV'i önlemek için temas öncesi profilaksi (PrEP) alan bireyler
Partneri sifiliz olan kişiler
Cinsel olarak aktifseniz düzenli olarak sifiliz testi yaptırmalısınız.
Sifilizin en sık görüldüğü kişiler şu şekilde sıralanabilir;
Birden çok cinsel partneri olanlar
Korunmasız cinsel ilişkide bulunanlar
Hasta kişiler ile cinsel temasta bulunanlar
Sifiliz lezyonlarına dokunan bireyler
Başka bir cinsel yolla bulaşan hastalığı olan bireyler
Sifiliz ( Frengi ) Belirtileri Nedir?
Treponema pallidum bakterisi kişiye bulaştıktan sonra belirtilerin başlamasına kadar olan semptomsuz sürece kuluçka dönemi adı verilmektedir. Bu dönemde kişilerde herhangi bir belirti görülmemektedir. Sifilizde kuluçka süresi ortalama 21 gün (3-90 gün ) dür. Kuluçka dönemi bittikten sonra hastalık belirti vermeye başlar. Sifiliz enfeksiyonu 4 evrede incelenmektedir.
Sifiliz ( Frengi ) Enfeksiyonunun Aşamaları
Frenginin dört aşaması şunlardır:
Birinci evre
İkinci evre
Latent (gizli) evre
Üçüncü evre
Frengi ilk iki evrede en bulaşıcıdır. Latent evrede hastalık aktif kalır ancak çoğu zaman semptomlara neden olmaz. Üçüncü evre ise sağlığa en zararlı olanıdır, hayatı tehdit eden sağlık problemleri görülmektedir.
Birinci Evre - Primer Sifiliz
Kişiye hastalık bulaştıktan 3-4 hafta sonra genellikle genital bölgede bir veya birden çok yara ortaya çıkar. Mikroorganizma hangi bölgeden bulaştıysa yaralar o bölgede görülmektedir. Genellikle cinsel temasla bulaştığı için en sık genital bölgede görmekteyiz. Ancak cinsel ilişki türüne göre temas edilen bölge değiştiği için anüste, rektal bölgede, dilde, ağızda, dudakta, vücudun her yerinde görülebilir.
İlk çıkan bu yaraya ŞANKR adı verilmektedir. Şankr'ın diğer yaralardan ayıran önemli özellikleri vardır, bunlar; ağrısız, sert ve deriden kabarık olmasıdır. Küçük, yuvarlak bir yara olarak başlayan bu yara oldukça bulaştırıcıdır. Kişiler yaranın ağrısız olması nedeniyle fark etmeyebilirler. Zamanla şankr ülserleşir ortası çukurlaşır ve akıntılı hale gelir. Bu şankr tedavi edilsin veya edilmesin kendiliğinden 2-6 hafta içerisinde iyileşir ve yara kaybolur. Bazen hastalarda tek semptom lenf bezinde büyüme olabilir. Bu nedenle erken tanısı kolay olmamaktadır. Eğer hasta birinci evrede tedavi edilmez ise hastalık ikinci evreye ilerler.
İkinci Evre - Sekonder Sifiliz
Primer sifilizden aylar sonra deri döküntüleri ve boğaz ağrısı ile semptomlar ortaya çıkmaktadır. Vücutta çıkan döküntüler kaşınmaz, pembe renkli olup genellikle avuç içi ve ayak tabanlarında bulunur ancak vücudun herhangi bir yerinde de görülebilir. Bu döküntülerin hepsinde mikroorganizma vardır ve çok bulaştırıcıdır. Ortalama 2-6 hafta süren döküntüler kendiliğinden iyileşir.
Döküntü dışında boğaz ağrısı, yaygın lenf bezlerinde şişlik ve ağrı, başağrısı, ateş, gribal şikayetler, halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı görülür. Bu evrede hastalık tedavi edilmez ise üçüncü evreye ilerler.
İkinci evredeki semptomlar çoğu hastalık ile karıştığı için bu hastalığa; 'Büyük Taklitçi' anlamına gelen 'Sifiliz' adı verilmiştir. Semptomlar çok spesifik olmadığı için, kişiler bunları görmezden gelebilir veya bazen klinisyenler enfeksiyonun varlığından şüphelenmeyebilir.
Latent (Gizli) Evre
Bu dönemde hastalık ilerlemeye devam eder, ancak hiçbir semptom gelişmez bu nedenle sessiz dönem olarak da adlandırılır. Yıllarca sürebilen bu dönem kendi içinde ikiye ayrılır:
Erken latent dönem: Gizli evrenin ilk 1 yılını kapsar ve kişinin hastalığı en çok bulaştırdığı dönemdir.
Geç latent dönem: Kişilerin bulaştırıcılığı görülmemektedir. Ancak hamile kadınlarda hastalık bebeğe bulaşabilir. Hastalık yıllarca bu evrede kalabilir. Hastalar bu dönemde tedavi edilmezse hastalık üçüncü ve son evreye girer.
Üçüncü Evre - Tersiyer Sifiliz
Sifiliz bulaşından onyıllar sonra %14-40 kişide görülen hastalığın son evresidir. Bu evrede sifiliz iç organları enfekte ederek iç organlara zarar verir. Bu evrede tutulan organlar:
Beyin ve Sinir Dokuları,
Göz,
Kalp ve Damarsal Dokular,
Karaciğer,
Kemik ve Eklem
Tersiyer sifilizde iç organ tutulumuna bağlı hayatı tehdit eden durumlar görülmektedir. Bu dönemde görülen en sık şikayetler şunlardır:
Cilt, kemik ve iç organlarda ortaya çıkan şişlikler (gom),
Körlük
İşitme kaybı
Sinir hasarı nedeniyle güçsüzlük, yürümede zorluk, dengesizlik, hafıza kaybı, hezeyanlar, deliryum, idrar kaçırma
İnme veya menenjit gibi nörolojik bozukluklar
Yumuşak doku ve kemik yıkımı
Kalp hastalığı
Beyin veya omurilik enfeksiyonu olan nörosifiliz
Gebelik ve Sifiliz
Gebelik döneminde sifiliz eğer tedavi edilmezse bebeğe bulaşmaktadır. Sifiliz bebekte ciddi enfeksiyonlara yol açarak sağırlık, diş problemleri, burun problemleri, gelişme geriliği sarılık gibi bir çok düzeltilemeyen probleme neden olur.
Bebekte ciddi hastalıklara yol açması nedeniyle tüm kadınların gebelik planlamasında veya gebeliğin ilk aylarında sifiliz testini yaptırması ve pozitif gelmesi halinde tedavi edilmesi geremektedir.
Sifiliz ( Frengi ) Tanısı
Kan testleri ile tanısı konulmaktadır.
Lezyonlar var ise fizik muayene de tanıya yardımcıdır.
Hastalığın tanısı VDRL/RPR, TPHA, FTA-ABS IGM ve IGG kan testleri ile kolayca konulmaktadır. Bununla birlikte eğer hastada sifiliz düşünülüyorsa mutlaka HIV testi de istenmelidir.
Eğer hastada beyin veya sinir tutulumu düşünülüyorsa beyin omurilik sıvısı alınarak bu sıvıdan VDRL testi istenir. Herhangi bir titrede pozitif gelmesi nörosifiliz tanısı koydurmaktadır.
Sifiliz ( Frengi ) Tedavisi
Sifiliz tanısının erken konulup tedavi edilmesi hastalığın ilerlemesi ve komplikasyonların gelişmesini önlemede çok önemlidir.
Günümüzde Sifiliz tedavisinde ilk seçenek temel ilacımız Penisilindir. Penisiline dirençli sifiliz suşları henüz literatürde görülmemiştir.
Birinci ve ikinci evre sifilizde tek doz 2.4milyon ünite depo penisilin yapılmaktadır. Ancak gizli ve üçüncü evrede ise haftada bir toplamda 3 doz 2.4 milyon ünite depo penisilin yapılmaktadır. Nörosifiliz saptanmışsa hastanede yatarak en az 14 gün tedavi verilmelidir. Bunun için ise 6x4 milyon unite intravenöz kristalize penisilin önerilmektedir.
Etkilenen organlara bağlık olarak tedavi süreleri farklılık gösterir, 2 yıla kadar tedavi uzayabilir. Son evre frenginin neden olduğu hasar geri döndürülemez.
Penisiline alerjisi olan kişilerde tedavide Doksisiklin, Seftriakson, Tetrasiklin, Azitromisin verilebilmektedir.
Tedavi süresi dolana kadar cinsel ilişkiden kaçınmalısınız. Penisilin tedavisinden 2 gün sonra bulaştırıcılık ortadan kalkar.
Hastanın partner veya partnerleri varsa mutlaka tedavi edilmelidir. Çünkü bu hastalık bağışıklık bırakmaz başka bir anlatımla tedavi olduktan sonra tekrar bulaşabilir.
Sifilizden ( Frengi ) Korunma
Frengiyi önlemenin en iyi yolu güvenli seks yapmaktır. Her türlü cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanın,
Korunmasız cinsel ilişkide bulunmamak,
Şüpheli cinsel temastan kaçınmak,
Tek eşli olmak, çok eşli olmamak,
Seks oyuncaklarını ortak kullanmamak
Ortak enjektör kullanmamak
Şüpheli her durumda uzman hekimlere başvurulması gerekir.
